Kuzey Kore, ABD’nin son yaptırım kararına sert tepki göstererek, “düşmanca” olarak nitelendirdiği bu adıma karşılık misilleme adımları atacağını duyurdu. Pyongyang’dan gelen bu açıklamalar, Washington ile uzun süredir devam eden gerilimi tırmandırarak, bölgede yeni bir krizin fitilini ateşleyebilir.
ABD’NİN YAPTIRIM KARARI VE KUZEY KORE’NİN TEPKİSİ
Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA) aracılığıyla yapılan açıklamada, Dışişleri Bakan Yardımcısı Kim Un-chol, ABD’nin bazı Kuzey Koreli bankacılar ve kurumları yaptırım listesine eklemesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Kim, bu kararın, Kuzey Kore’nin ekonomik kalkınma çabalarını engellemeye yönelik bir girişim olduğunu ve Pyongyang’ın buna sessiz kalmayacağını belirtti. Kim, ABD’nin yaptırımlarının, Kuzey Kore’nin kendi güvenliğini sağlama ve halkının refahını artırma hakkını ihlal ettiğini savundu.
TRUMP DÖNEMİNDEN KALAN GERİLİMİN DEVAMI
Kim Un-chol, Donald Trump yönetiminin göreve başladığından bu yana 5 kez tek taraflı yaptırım uyguladığını hatırlatarak, bu durumun Pyongyang’ın Washington’a karşı politikasının değişmeyeceği yönündeki spekülasyonlara son verdiğini kaydetti. Bu açıklamalar, Kuzey Kore’nin ABD ile müzakere masasına dönmeyeceği ve kendi yolunda ilerlemeye devam edeceği şeklinde yorumlanabilir. Trump döneminde başlayan ve zaman zaman yumuşayan, zaman zaman ise sertleşen ilişkiler, Biden yönetimiyle de aynı belirsizliği koruyor.
MİSİLLEME ADIMLARI NELER OLABİLİR?
Kuzey Kore’nin “misilleme adımları” olarak neyi kastettiği henüz net değil. Ancak uzmanlar, Pyongyang’ın nükleer silah programını hızlandırması, yeni füze denemeleri yapması veya siber saldırılar düzenlemesi gibi çeşitli senaryolar üzerinde duruyor. Bazı analistler, Kuzey Kore’nin ABD’ye doğrudan bir askeri karşılık vermekten kaçınacağını, ancak bölgesel müttefikleri ve çıkarlarına yönelik dolaylı eylemlerde bulunabileceğini öne sürüyor. Bu durum, bölgedeki tansiyonu daha da yükseltebilir ve uluslararası diplomasinin önünü tıkayabilir.
KİM JONG-UN’UN UZLAŞMAZ TUTUMU
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un, ABD ile diyaloğa girmeyi reddetmesi ve nükleer silahları bırakma talebinden vazgeçilmesi çağrısı, sorunun çözümünü daha da zorlaştırıyor. Kim, ülkesinin güvenliğini sağlamak için nükleer silahlara sahip olmanın kaçınılmaz olduğunu savunuyor ve bu konuda taviz vermeyeceğini açıkça belirtiyor. Bu durum, uluslararası toplumun Kuzey Kore üzerindeki baskısını artırmasına ve Pyongyang’ın daha da izole olmasına neden olabilir. Ancak, Kim Jong-un’un kararlılığı, bu baskıların etkisini azaltabilir ve Kuzey Kore’nin kendi yolunda ilerlemesine olanak sağlayabilir.
ABD’NİN OLASI YANITLARI
ABD’nin Kuzey Kore’nin misilleme adımlarına nasıl bir yanıt vereceği henüz belirsiz. Ancak, Washington’ın Pyongyang’a yönelik ekonomik ve diplomatik baskıyı artırması, bölgesel müttefikleriyle askeri işbirliğini güçlendirmesi veya doğrudan askeri müdahale seçeneğini değerlendirmesi gibi çeşitli olasılıklar bulunuyor. Biden yönetiminin, Kuzey Kore konusunda daha temkinli bir yaklaşım sergilemesi ve diplomasinin önünü açık tutmaya çalışması bekleniyor. Ancak, Pyongyang’ın provokatif eylemleri, Washington’ı daha sert bir tutum sergilemeye zorlayabilir.






